Türk Mezarlıkları o kadar güzel ve anlamlıdır ki.

Türk Mezarlıkları o kadar güzel ve anlamlıdır ki. Eski Türk Kozmoloji düşüncesinde Gök Direkleri, bir anlamda Şamanların Tanrıya ulaşmak için kullandıkları merdivenlerdir. Bu merdivenlerin çentikleri 7 ya da 9 katlı olur. Her

 biri bir gök katını karşılar. Ay, Güneş, Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn 7 gök katı olarak, bunun üzerine Sabit Burçlar kuşağı 8 , ve Türk Tasavvuf Felsefesinde de adı geçen "Kutup Yıldızı" Tanrının Kapısı ya da Tanrının Tahtı olarak 9. Kata yerleştirilir. Bu çentiklerin her birine Taptı ya da Taptu adı verilir. Bu Gök Direkleri Tanrı ve ruhu birbirine bağlayan Kozmik geçiş kapılarıdır. Aynı mantık Ağaçlarda da vardır .Hayat Ağaçları 7 yada 9 dallı olur. Şamanlar ritüel gökyüzü yolculuklarında her biri bir gök katını simgeleyen renkli kurdelalar bağlar. Örneğin Ak batının ve Venüsün konumlandırıldığı gök katıyla ilişkilidir. Türk Mezar başlıklarında çentikler ve bez bağlama geleneği devam eder. Ayrıca " düğüm Atma" ritüeli büyüsel bir olgudur. Mezar taşlarına başlıklarına düğüm atılır. Ünlü dinler Tarihi uzmanı Mircea Eliade'ya göre, "Düğüm," Şifa Düğümü ve Hayat düğümü ile alakalıdır ve Öteki Dünya inancıyla ilgili "Sonsuzluk" hissini çağrıştırır. Türklere ait başka bir mitoloji ise Hayat Suyu düşüncesi ile bağlantılı "Testi" ikonografisidir. Gerek mezar taşlarına kazınmış şekilde ve gerekse mezarlıkların başında sık rastlanır. Biz ölülerimize su dökeriz. Hayat Suyu dökerek öteki dünyada kişinin, sonsuz bir hayata kavuşacağı düşünülür. Bu inanç Sümer Mitlerine kadar gider. Hun ve Göktürkler Kağan ve Alplere ait Taş heykellerin ellerine Ant Kadehi verirler. Ant Kadehinin içindeki sıvı ne olursa olsun " yeniden Doğuş" düşüncesi ile bağlantılı " hayat suyu" ile alakalıdır. Kozmolojik ve Mitolojik düşünceler yaşamaya devam eder. Fakat çoğu bağlamından kopmuş ve unutulmuştur. Bu gelenekleri devam ettiririz fakat kökenini bilmeyiz.'' Nuray Bilgili''